Sosyal Medyada Olaylara Yaklaşırken Unutmamamız Gereken Temel İlkeler
- Duygular değil, gerçekler yönlendirmeli:
Ağlayan birini görmek veya sesi titreyen bir açıklama duymak, o kişinin haklı olduğunu kesin olarak göstermez. Tıpkı sessiz kalanın suçlu sayılmaması gerektiği gibi. - Olayın tamamı görülmeden yargıya varılmamalı:
Başlangıç, gelişme ve sonuç olmadan yapılan değerlendirme eksiktir. Tek taraflı videolar ya da kırpılmış görüntüler, olayın gerçek bağlamını yansıtmaz. - Adres, kimlik, kişisel bilgiler paylaşmak tehlikelidir:
Sosyal medyada taraf tutarak hedef gösterme; bir insanın hayatını, işini, güvenliğini riske atabilir. Bu tür davranışlar linç kültürünü besler ve telafisi olmayan sonuçlara yol açabilir. - Taraf tutmak değil, olayları anlamak önemlidir:
Her olayda kahramanlar ya da şeytanlar yaratmak yerine; ne oldu, neden oldu, kim ne yaptı, resmi süreç nasıl işliyor gibi sorulara yanıt aramalıyız. - Hukuka güvenmeli, sosyal medyayı mahkeme gibi kullanmamalıyız:
Gerçek adalet, delillere ve yasal sürece dayanır. Sosyal medya mahkemeleri ne haklıyı temize çıkarır ne suçluyu adil biçimde yargılar. - Empati, sağduyu ve sabır elzemdir:
Bir olayı paylaşmadan önce, “Bu kişi benim yakınım olsaydı?”, “Ya yanlış anladıysak?” gibi sorular sormak, toplumsal barışı koruyan bir refleks olabilir.
Leave a Reply