İstanbul Bahçelievler’de Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı bir yatılı erkek Kur’an kursunda, 10-13 yaş arasındaki 17 çocuğun cinsel istismara uğradığı iddia edildi. Belletmen İbrahim K. tutuklanırken, mağdur çocukların bir kısmının aileleri tarafından yeniden aynı kursa gönderilmesi tepki çekti.
Olay Nasıl Ortaya Çıktı?
Kur’an kursunun yakınındaki bir imam hatip ortaokulunda görevli öğretmen, öğrencilerin belletmen İbrahim K.’nin kendilerine yönelik cinsel istismarını konuştuklarını duydu. Bunun üzerine durumu yetkililere bildirdi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında, kursun yatılı bölümünde kalan 17 çocuk, Bakırköy Çocuk İzleme Merkezi’nde pedagog eşliğinde ifade verdi. Çocukların anlattıkları, aylar boyunca süren sistematik bir istismarı ortaya koydu.
Çocukların İfadeleri ve İstismarın Boyutu
- Bazı çocuklar, İbrahim K.’nin gece uyudukları sırada yataklarına gelerek cinsel istismarda bulunduğunu belirtti.
- Diğer çocuklar, kurs içindeki odalarda maruz kaldıkları tacizleri detaylı şekilde anlattı.
- Yetkililerin bilgisi var mıydı? İddialara göre, bazı görevlilerin bu davranışlara şahit olduğu ancak müdahale etmediği öne sürüldü.
Şüpheli Tutuklandı, Ancak Kurs Faaliyetlerine Devam Ediyor
24 yaşındaki belletmen İbrahim K., ifadelerin ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ancak, söz konusu Kur’an kursu hakkında herhangi bir idari işlem yapılmadı ve eğitim faaliyetleri sürüyor.
Ailelerin Tartışılan Kararı: Çocuklar Yeniden Aynı Kursa Gönderildi
Mağdur çocukların büyük bir kısmının aileleri, yaşananlara rağmen çocuklarını yeniden yatılı Kur’an kursuna bıraktı. Bu durum, çocuk koruma politikaları ve ailelerin bilinç düzeyi konusunda ciddi soru işaretleri doğurdu.
Eğitim Hakkı İhlali: Çocuklar Okuldan Koparılıyor mu?
Soruşturma sırasında, bazı çocukların okula gitmek yerine “açık öğretim” adı altında eğitim aldıkları ortaya çıktı. Bu durum, çocukların zorunlu eğitimden uzaklaştırılarak dini kurumlara yönlendirilmesiyle ilgili endişeleri artırdı.
Diyanet ve Yetkililer Ne Yapmalı?
- Bağımsız denetim mekanizmaları kurularak yatılı dini eğitim kurumları sıkı şekilde kontrol edilmeli.
- Mağdur çocuklar psikolojik destek almalı ve güvenli ortamlara yerleştirilmeli.
- Aileler, çocuk hakları ve güvenli eğitim konusunda bilinçlendirilmeli.
Sonuç
Bu olay, yatılı dini eğitim kurumlarında çocuk güvenliğinin ne denli hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. İstismarın önlenmesi için etkili denetim, şeffaf soruşturma ve toplumsal bilinçlenme şart.
Not: Haberde mağdur çocukların kimlikleri ve ifadelerinin detayları, basın etiği gereği kasıtlı olarak paylaşılmamıştır.
Leave a Reply