Advertisement

İran-İsrail Savaşında Ülkelerin Pozisyonları: Kimler Nerede Duruyor?

İran-İsrail Geriliminde Bölgesel Ülkelerin Pozisyonları: Kimler Nerede Duruyor?

Ortadoğu’da yükselen İran-İsrail gerilimi, bölgesel ve küresel aktörlerin pozisyonlarını bir kez daha tartışmaya açtı. Özellikle, İran’a yakın duruş sergileyebileceği düşünülen veya belirli dönemlerde destek verdiği belirtilen ülkeler, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekiyor. Ancak, bu “destek” kavramının, doğrudan askeri müdahaleden diplomatik desteğe kadar geniş bir yelpazeyi kapsadığı unutulmamalıdır.

Rusya ve Çin: Stratejik İlişkiler ve Denge Politikası

İran ile güçlü stratejik ortaklıkları bulunan Rusya, askeri ve siyasi alandaki işbirliğiyle öne çıkıyor. Özellikle Suriye’deki ortak operasyonlar, bu ilişkinin somut bir göstergesi. Ancak Rusya, her ne kadar İran’la yakın olsa da, İsrail ile de belirli düzeyde diplomatik ilişkilerini sürdürmeye özen gösteriyor. Benzer şekilde Çin, İran ile ekonomik ve siyasi bağlarını koruyor. Ancak Pekin, direkt bir askeri desteğin ötesinde, diplomatik alanda daha dengeli bir pozisyon izleyerek bölgedeki istikrarı önemseyen bir tutum sergiliyor.

Kuzey Kore ve Afganistan (Taliban Yönetimi): Geçmiş Bağlantılar ve İdeolojik Yakınlaşmalar

Kuzey Kore’nin geçmişte (örneğin Irak-İran Savaşı döneminde) İran’a silah satışları yaptığı biliniyor. Bu durum, iki ülke arasındaki belirli askeri işbirliği potansiyeline işaret edebilir. Afganistan’daki Taliban yönetimi ise resmiyette doğrudan bir destek açıklamamış olsa da, ideolojik ve bölgesel dinamikler göz önüne alındığında İsrail karşıtı bir duruş sergilemesi beklenmektedir. Ancak, Taliban’ın kendi iç sorunları ve uluslararası tanınırlık arayışı, dış politika adımlarını etkileyebilir.

Pakistan, Türkmenistan, Ermenistan ve Umman: Farklı Yaklaşımlar

Pakistan, özellikle üst düzey yetkililerinin İsrail’in eylemlerini kınayan açıklamalarıyla dikkat çekse de, bu durum doğrudan askeri bir desteğe işaret etmiyor. Pakistan, daha çok bölgesel istikrar ve kendi ulusal çıkarları doğrultusunda hareket ediyor. Türkmenistan ve Ermenistan ise genellikle tarafsızlık politikaları izleyen ülkelerdir. Türkmenistan, bölgedeki enerji koridorları üzerindeki konumu nedeniyle dengeli bir dış politika benimserken, Ermenistan’ın İran ile iyi ilişkileri bulunsa da, doğrudan bir çatışmada taraf tutması beklenmemektedir. Umman ise geleneksel olarak bölgede arabuluculuk rolünü üstlenerek taraflara itidal çağrısında bulunmayı tercih eden bir ülke olarak öne çıkıyor.

Sonuç:

İran-İsrail geriliminde ülkelerin tutumları, çok boyutlu ve karmaşık bir yapıya sahip. Her ülkenin kendi ulusal çıkarları, bölgesel konumları ve diplomatik öncelikleri, bu pozisyonların belirlenmesinde etkili oluyor. Direkt bir “destek” tanımından ziyade, ülkelerin diplomatik, ekonomik veya sınırlı askeri işbirliği düzeyindeki yaklaşımlarını anlamak, bölgedeki dinamikleri kavramak açısından daha doğru bir bakış açısı sunmaktadır.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir