Zonguldak’ın Ereğli ilçesi, Türkiye’nin demir-çelik devi Erdemir’in gölgesinde kronikleşen hava kirliliği sorunuyla boğuşuyor. Özellikle son yıllarda artan şikayetler ve ölçüm verileri, bölge halkının sağlığının tehdit altında olduğunu gözler önüne seriyor. Ereğlililer, “Nefes almak lüks oldu” diyerek yetkililerden acil önlem talep ediyor.
Ereğli’deki hava kirliliğinin temel kaynağı olarak, demir-çelik üretiminde kullanılan yüksek fırınlar ve diğer endüstriyel süreçlerden kaynaklanan emisyonlar gösteriliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hava kalitesi izleme istasyonlarından alınan veriler, sağlıklı yaşam için belirlenen limit değerlerin sık sık aşıldığını ortaya koyuyor. Raporda, 2021 yılında 220 gün, 2022 yılında 143 gün ve 2023 yılının ilk 9 ayında 90 gün boyunca limitlerin aşıldığı belirtiliyor. Yönetmeliğe göre ise bu sayının yılda en fazla 35 gün olması gerekiyor.
Kentte sadece bir adet hava kalitesi izleme istasyonunun bulunması ve bu istasyonun sanayi tipi değil, kentsel arka plan istasyonu olması, kirliliğin gerçek boyutunun anlaşılamadığı eleştirilerine yol açıyor. Uzmanlar, özellikle ince partikül maddeler (PM2.5) ve kükürt dioksit (SO2) oranlarının yüksekliğine dikkat çekerek, bu durumun insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine vurgu yapıyor.Hava kirliliğinin Ereğli’de yaşayanlar üzerindeki sağlık etkileri her geçen gün daha da belirginleşiyor. Bölge hastanelerine solunum yolu rahatsızlıklarıyla başvuran hasta sayısında ciddi artış olduğu ifade ediliyor. Çocuklarda astım, bronşit gibi rahatsızlıklar yaygınlaşırken, yetişkinlerde KOAH ve diğer kronik akciğer hastalıkları oranlarında da yükseliş gözleniyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından kanserojen olarak sınıflandırılan hava kirliliğinin, bölgedeki kanser vakalarında da artışa yol açabileceği endişesi taşıyor. Yerel halk, artan kalp krizi vakalarını da kirlilikle ilişkilendiriyor.
Erdemir yönetimi, hava kirliliği sorununa çözüm bulmak amacıyla 3.2 milyar dolarlık “yeşil üretim” yatırımı planladığını ve karbon emisyonlarını azaltma hedefleri olduğunu duyurdu. Şirket, elektrik ark ocakları kurulumu, güneş enerjisi yatırımları ve karbon yakalama teknolojileri ile 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını %25 azaltmayı, 2050’ye kadar ise net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyor.
Ancak, bu açıklamalara rağmen Ereğli halkı ve bazı sivil toplum kuruluşları, Erdemir’in filtre sistemlerinin yeterli bakımı yapılmadığı ve çevre yatırımlarının aksatıldığı yönünde eleştirilerini sürdürüyor. Geçmişte filtre bakımlarının aksatıldığı ve maliyet hesaplarının kar hırsına kurban gittiği iddiaları da gündemdeki yerini koruyor.
Ereğli Belediyesi ve çeşitli sivil toplum kuruluşları, Erdemir’in çevre yatırımlarını hızlandırmasını ve hava kirliliğini önleyecek somut adımlar atmasını talep ediyor. Periyodik denetimlerin artırılması, daha ağır cezalar uygulanması ve kirliliğin şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılması gerektiği vurgulanıyor.
Ereğli’de hava kirliliği, sadece bir çevre sorunu olmaktan çıkarak, halk sağlığını doğrudan tehdit eden ciddi bir krize dönüşmüş durumda. Erdemir’in yeşil dönüşüm adımları umut verse de, bölge halkı somut ve acil çözümler bekliyor. Ereğli’nin tekrar “nefes alan bir şehir” olabilmesi için tüm paydaşların iş birliği yapması ve çevre hassasiyetinin ön planda tutulması hayati önem taşıyor.
Leave a Reply