Çin Bilimler Akademisi’ne bağlı Şanghay Uygulamalı Fizik Enstitüsü, Gobi Çölü’nde geliştirdiği 2 megavatlık ergimiş tuz reaktörü (TMSR) ile nükleer enerji tarihinde yeni bir sayfa açtı. Dünyada toryum yakıtını başarıyla kullanan tek aktif reaktör olma özelliğini taşıyan bu tesis, toryum-232 izotopunu nötron bombardımanı ile işleyerek enerji üreten uranyum-233’e dönüştürmeyi başardı. Haziran 2024 itibarıyla tam kapasite çalışmaya başlayan sistem, suya ihtiyaç duymayan yapısı ve düşük atık oranıyla dikkat çekiyor.
Bu teknolojik devrim, dünyanın en büyük toryum rezervlerine sahip ülkelerinden biri olan Türkiye için de enerji bağımsızlığı yolunda heyecan verici bir emsal teşkil ediyor.Geleneksel nükleer santrallerin aksine su soğutmasına ihtiyaç duymayan ve çöl gibi kurak alanlarda dahi çalışabilen bu teknoloji, güvenli yapısı ve yerli ekipman kullanımıyla öne çıkıyor. Çin, elde ettiği bu başarının ardından 2035 yılına kadar teknolojiyi ticari kullanıma sunmayı ve 100 megavatlık yeni bir tesis kurmayı hedefliyor.
Bu gelişme, Türkiye’nin topraklarında yatan devasa toryum potansiyelini yeniden gündeme taşıdı. Isparta ve Eskişehir başta olmak üzere Anadolu topraklarında bulunan zengin toryum yatakları, bu yeni nesil reaktör teknolojisiyle birleştiğinde Türkiye’nin enerji ihtiyacını dışa bağımlı olmadan karşılama kapasitesine sahip bulunuyor.
Türkiye’nin sahip olduğu bu stratejik hammadde, doğru teknoloji transferi ve Ar-Ge çalışmalarıyla işlendiğinde ülkenin enerjideki gücüne güç katma potansiyeli taşıyor. Çin’in attığı bu adım, toryumun sadece teorik bir alternatif değil, pratik ve uygulanabilir bir enerji kaynağı olduğunu kanıtlamış durumda. Uzmanlar, Türkiye’nin kendi toryumunu elektrik enerjisine dönüştürecek benzer sistemlere yönelmesi durumunda, cari açığın en büyük kalemi olan enerji ithalatının sonlanabileceğini ve ülkenin bölgesel bir enerji liderine dönüşebileceğini vurguluyor.












Leave a Reply