“Yıllardır süregelen çatışmaların ve ablukanın gölgesinde yaşam mücadelesi veren Gazze halkı, İsrail’in son saldırılarıyla birlikte tarifsiz bir insani felaketle karşı karşıya. Bombaların gölgesinde hayatta kalmaya çalışan siviller, şimdi de açlığın pençesinde kıvranıyor. Uluslararası kuruluşların ve görgü tanıklarının aktardığı dehşet verici bilgiler, Gazze’nin kuzeyinde açlığın artık bir kıtlık tehdidi olmaktan çıkıp, insanların günlük yaşamının acı bir gerçeği haline geldiğini gösteriyor.
Çocukların zayıf bedenleri, annelerin çaresiz bakışları ve hayatta kalmak için çürük yiyeceklere muhtaç kalan insanların dramı, modern dünyanın gözleri önünde yaşanıyor. Birleşmiş Milletler ve insani yardım örgütleri, Gazze’ye ulaşması gereken yardımların İsrail tarafından sistematik bir şekilde engellendiğini defalarca dile getiriyor. Sınır kontrolleri, keyfi engellemeler ve hatta yardım konvoylarına yönelik saldırılar, uluslararası toplumun çabalarını sonuçsuz bırakıyor.
İddialar ise çok daha vahim: İsrail’in, Gazze halkını aç bırakmayı bir savaş stratejisi olarak kullandığı yönünde ciddi suçlamalar bulunuyor. Gıda üretim tesislerinin hedef alınması, su kaynaklarına erişimin kısıtlanması ve insani yardımın engellenmesi, bu iddiaları güçlendiriyor. Açlığın bir savaş silahı olarak kullanılması, uluslararası hukukun açık bir ihlali ve insanlığa karşı işlenmiş bir suç anlamına geliyor.
Bu karanlık tabloda, bazı uluslararası aktörlerin tutumu ise ayrı bir tartışma konusu yaratıyor. İsrail’e koşulsuz destek veren Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Avrupa ülkelerinin, Gazze’deki bu insani krize yeterince ses çıkarmaması ve hatta dolaylı olarak bu duruma göz yumması, vicdanları yaralıyor. Uluslararası hukukun ve insan haklarının savunucusu olduklarını iddia eden bu ülkelerin sessizliği, Gazze halkının çaresizliğini daha da artırıyor.
Gazze’de yaşananlar, sadece bir insani kriz değil, aynı zamanda küresel vicdanın da sınavıdır. Açlığın bir savaş silahı olarak kullanılmasına izin vermek, insanlığın en temel değerlerine ihanet etmek anlamına gelir. Uluslararası toplumun, siyasi çıkarların ötesine geçerek, Gazze halkının yaşam hakkını savunması ve insani yardımın engelsiz bir şekilde ulaştırılması için somut adımlar atması artık bir zorunluluktur. Aksi takdirde, tarihin kara sayfalarına bir utanç lekesi daha eklenecektir.
Leave a Reply