Değerli okurlarım,
Bugün köşemde, demokrasinin temel taşlarından biri olan gazeteciliğin içinde bulunduğu vahim bir durumu ve geleceği için taşıdığı ciddi tehditleri ele almak istiyorum. Gazetecilik, en saf haliyle halkın doğru bilgiye ulaşma hakkının yılmaz savunucusudur. Dürüst gazeteciler, toplumun vicdanı, gözü ve kulağı olarak gerçeğin peşinde koşar, kamu yararını her türlü kişisel çıkarın üstünde tutar ve kalemini asla eğip bükmez. Onlar için bu meslek, etik değerlere sıkı sıkıya bağlılığı gerektiren, kutsal bir vazifedir.
Ancak, içimizi acıtarak belirtmeliyim ki, bu onurlu mesleğin saygınlığını derinden zedeleyen, kalemini kirleten ve gazeteciliğin temel ilkelerini ayaklar altına alan bir kesim türemiştir. Bu kişiler, dürüst gazeteciliğin şanlı mirasına kara bir leke sürmekte, kamuoyunun güvenini sarsmakta ve en tehlikelisi de gerçeğin üzerini örtmektedirler.
Görüyoruz ki, bazı meslektaşlarımız (!) maalesef ki kalemlerini adeta bir meta gibi alıp satmaktadırlar. Kim daha fazla öderse, onun yalan ve yanlış bilgilerle dolu haberlerini utanmadan köşelerinde aklamaktan çekinmemektedirler. Gerçeği çarpıtmak, manipülasyon yapmak ve kamuoyunu bile bile yanıltmak, bu kişilerin enstrümanı haline gelmiştir. Yalandan, riyadan ve kulaktan dolma bilgilerle fitne yaymaktan zerre kadar imtina etmeyen bu zavallılar, hak, hukuk ve adaleti hiçe sayarak, sırf maddi çıkar uğruna halkın ve vatandaşın asılsız haberlerle maddi ve manevi zararlara uğramasına neden olmaktadırlar.
Dahası da var! Bazıları, ellerindeki bilgileri bir şantaj aracı olarak kullanmakta, insanları tehdit ederek haksız kazanç elde etmeye çalışmaktadırlar. Bu tür alçakça davranışlar, gazeteciliğin en temel etik ilkeleriyle taban tabana zıttır ve mesleğimizin itibarını onarılamaz bir şekilde zedelemektedir.
Çağımızın iletişim araçlarından biri olan sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte, bu tür etik dışı davranışlarda bulunanların seslerini duyurabilecekleri ve zehirli yalanlarını daha geniş kitlelere ulaştırabilecekleri bir bataklık oluşmuştur. Özellikle Facebook gibi platformlar, maalesef bu tür karanlık figürlere adeta birer sahne sunmaktadır. Kontrolsüz bilgi akışı ve algı operasyonları, doğru ile yanlışın ayırt edilmesini giderek zorlaştırmakta, dezenformasyonun zehirli tohumlarının yeşermesine zemin hazırlamaktadır.
Buradan açıkça bir uyarıda bulunmak istiyorum: Bu makalede bahsettiğimiz etik dışı davranışlarda bulunan bazı gazetecilerin isimleri ve ilgili belgeler, hukuki süreçler tamamlandıktan ve gerekli yasal izinler alındıktan sonra kamuoyu ile paylaşılacaktır. Unutulmamalıdır ki, kişilerin itibarını zedeleyici, asılsız veya kanıtlanmamış iddiaların yayınlanması ciddi hukuki sonuçlar doğurabilir. İftira ve hakaret suçları, yasal süreçlerle karşı karşıya kalmanıza neden olabilir. Elinizdeki belge ve kanıtları öncelikle yasal yollarla ilgili mercilere iletmek en doğru ve yasal yoldur.
Peki, bu karanlık gidişata seyirci mi kalacağız? Elbette hayır! Öncelikle, dürüst ve ilkeli gazeteciliğe sonuna kadar sahip çıkmak, bu değerleri yaşatan ve savunan onurlu meslektaşlarımıza her türlü desteği vermek hayati önem taşımaktadır. Kamuoyunun bilinçlenmesi, yalan haberlere ve manipülasyonlara karşı her zamankinden daha duyarlı olması gerekmektedir. Sosyal medya platformlarının da bu konuda sorumluluk alması, dezenformasyonla etkin bir şekilde mücadele etmesi ve etik dışı içeriklere karşı daha sıkı önlemler alması artık bir zorunluluktur.
Unutmayalım ki, dürüst gazetecilik demokrasinin olmazsa olmazıdır. Doğru bilgiye ulaşma hakkı, vatandaşların bilinçli kararlar alabilmesi ve sağlıklı bir toplumun inşası için hayati bir gerekliliktir. Kalemini paraya satanların karanlık gölgesinin, dürüst gazeteciliğin aydınlık ışığını söndürmesine asla izin vermemeliyiz. Gazeteciliğin kaybolmaya yüz tutmuş kutsallığını yeniden tesis etmek, etik değerlere olan sarsılmaz bağlılığı yeniden ön plana çıkarmak ve gerçeğin yılmaz savaşçıları olan dürüst gazetecilere omuz vermek hepimizin ortak sorumluluğudur. Aksi takdirde, yalanın ve manipülasyonun karanlık dehlizlerinde kaybolmaya mahkum kalırız.
Uyanma vaktidir! Dürüst gazeteciliğe sahip çıkma vaktidir!
Saygılarımla, GÜLÜÇ MEDYA
Leave a Reply