Kudüs, 2 Ekim 1187 – İslam tarihinin dönüm noktalarından biri yaşandı. Büyük komutan Selahaddin Eyyubi komutasındaki İslam orduları, 88 yıl süren Haçlı işgaline son vererek Kudüs‘ü fethetti. Şehirde tek bir damla kan dökülmeden, sivil halkın can ve mal güvenliği teminat altına alındı. Yıllar sonra Mescid-i Aksa‘da yeniden ezan sesleri yankılandı.
İki haftalık kuşatmanın ardından gerçekleşen bu tarihi fethin yolu, 4 Temmuz’da kazanılan Hıttin Savaşı ile açılmıştı. Hıttin’de Haçlı gücünü büyük ölçüde kıran Selahaddin, Kudüs Kralı Guy de Lusignan’ı da esir almıştı. Kuşatma sonrası yapılan antlaşma ile şehir, insancıl bir teslimiyetle Selahaddin’in kontrolüne geçti.
Fetihte Hoşgörü ve Adalet Hüküm Sürdü
Selahaddin Eyyubi’nin Kudüs’e girişi, tarihe geçecek bir hoşgörü örneği sergiledi. Şehirdeki Hristiyan ve Yahudi halka dokunulmadı, herhangi bir katliam yapılmadı. Şehirden ayrılmak isteyenlere güvenli geçiş imkanı sağlandı ve kimsenin ibadet yeri olan kilisesi yıkılmadı.
Yıllardır esaret altında olan Müslüman halk büyük bir sevinçle Mescid-i Aksa‘ya koşarken, Kudüs’teki Hristiyan bir vatandaş olan Marie, “Ölüm beklerken, merhametle karşılandık. Bu, tarihe geçecek bir davranış” sözleriyle duygularını dile getirdi. Müslüman tüccar Ahmed ise, “Kudüs’ün fethiyle adalet geri geldi. Şehir artık barışın merkezi olacak” yorumunu yaptı.
Avrupa’da Şok Etkisi ve Yeni Haçlı Seferi Hazırlıkları
Kudüs’ün fethi haberi, Avrupa’da büyük bir şok etkisi yarattı. Papa III. Urbanus, bu durum üzerine III. Haçlı Seferini derhal ilan etti. İngiltere Kralı Arslan Yürekli Richard başta olmak üzere birçok Avrupa hükümdarı, Kudüs’ü geri almak üzere sefere katılacaklarını açıkladı. Bu durum, yakın gelecekte yeni çatışmaların habercisi oldu.














Leave a Reply